Dünyanın en keyifli ülkesinin bu kadar keyifli olmasının nedenleri

Birleşmiş Milletler’in Dünya Memnunluk Raporu’na nazaran Finlandiya üst üste sekizinci defa dünyanın en memnun ülkesi seçildi.

Peki Finlandiya neden bu kadar memnun?

Dünyada yolsuzluğun en az olduğu ülkelerden biri. En başarılı eğitim sistemlerinden birine ve üst seviye teknolojik altyapıya sahip.

Saunaya ve 180 bin gölden birinde ya da denizde buz banyosuna olan yadsınamaz sevgileri, âlâ ruh halleri üzerinde büyük bir tesire sahip.
Heavy metal ve elektronik müzik dinliyor, temsilci seçimleriyle her yıl bir Eurovision partisi düzenliyorlar.

“FİN HAYAT USULÜ EPEY BASİT”

Naftemporiki gazetesine konuşan yüksek tahsil uzmanı Heidi Hagren, “Fin hayat üslubu epey kolay ve gerçekçi ve kendimizi söz etme halimiz de direkt. İma yoktur, insanları daima gülümserken, müzik söylerken ve dans ederken bulamazsınız, zira bu birçok kişi tarafından ‘mutluluk’ olarak kabul edilir, tatiller yahut makul durumlar hariç. Ve alışılmış ki problemlerimizi da paylaşıyoruz” dedi.

Helsinki Üniversitesi’nde milletlerarası hukuk yüksek lisans öğrencisi olan Susanna Aspelud ise “En keyifli ülke çıtası global olarak hayli düşük olabilir, bu nedenle çok keyifli olduğumuzu söyleyemem” diye konuştu.

“KADINLAR İÇİN TEHLİKELİ BİR ÜLKE”

Aspelud’a gör Finlandiya’nın üst sıralarda yer almasının açıklaması “İskandinav modeli”, yani bu ülkeleri bu kadar yüksek memnunluk düzeylerine ulaştıran ortak siyaset tercihlerinde yatıyor.

Aspelud, “Finlandiya’da tabiatın bu kadar erişilebilir olması ve toplumsal güvenlik üzere pek çok şey mükemmel olsa da meselelerimiz da var. Avrupa’da bayanlar için en tehlikeli ülkelerden biriyken nasıl en keyifli ülke olabildiğimizi merak ediyorum. Ya da bu kadar yüksek intihar oranlarına sahipken? Aslında bu sıralama kısmen Finlilerin tabiatından kaynaklanıyorsa hiç şaşırmam: şikayet etmek ve açılmak beğenilen bir şey değil” diye konuştu.

GEÇEN YIL 12 BİN AİLE İÇİ ŞİDDET HADİSESİ YAŞANDI

Finlandiya makamları tarafından 2024 yılı sonunda açıklanan 2023 istatistiklerine nazaran 12 bin 300 kişi, polise aile içi şiddet ihbarında bulunurken, mağdurların yüzde 74’ünü bayanlar, şüphelilerin ise yüzde 75’ini erkekler oluşturuyor.

Uzmanlar bu olguyu “İskandinav paradoksu” olarak isimlendirerek, gerçeklik ile bölgenin eşitliğin kalesi olarak sahip olduğu prestij ortasındaki kopukluğu vurguluyor.

Aynı vakitte, intihar sayısı 1990’lardan bu yana yarı yarıya azalmış olsa da Finlandiya’nın intihar mevt oranı hala öteki İskandinav ülkelerinden yüzde 20 daha yüksek ve Aspelund’a emsal kaygılar yaratıyor.